Aslı Barış – ekonomim.com / 3 Mayıs 2024

 

İsmet İnönü’nün özel kütüphanesinde fizikten kimyaya, astronomiden edebiyata çok farklı dallarda 7 bin kitap yer alıyor… Sadece kataloğu oluşturmak oldukça uzun bir süreç… Bu sergiyi hayata geçirme fikri nasıl oluştu?

İnönü Vakfı her yıl, 29 Ekim ve 23 Nisan dönemlerinde, Ankara’da Pembe Köşk diye bilinen İnönü’nün evinde farklı konularda sergiler düzenliyor. Bu yıl İnönü Vakfı’nın kuruluşunun 40. Yılında, İsmet İnönü’nün kitaplarını sergileme fikri kütüphanesini yeniden düzenlerken ortaya çıktı. İnönü’nün iflah olmaz bir kitap düşkünü olduğunu biliyoruz. Kütüphanesinde bilinen 8000’e yakın kitabı var. Okuma yazma öğrendiği çocukluk yıllarından başlayarak, 25 Aralık 1973 hayatını kaybettiği güne kadar elinden kitap düşmemiş. İlginç olan, Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinden itibaren Arapça, eski Türkçe, Almanca, Fransızca, İngilizce ve tabii Türkçe kitaplarını bir şekilde saklamış ve koruyabildiklerini sonunda Pembe Köşk’e taşımış. Birinci Dünya Savaşı Cephelerinden, Yemen, Kafkasya, Suriye, Filistin’den gelerek Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet yılları, Başbakanlık ardından Çankaya Köşk’ünde Cumhurbaşkanlığı dönemini düşünürsek bagajındaki kitapların ne büyük yolculuklar yaptığını anlarız. İşte, bu kitapları tekrar elden geçirince İsmet İnönü’nün muhteşem kütüphanesinden bazı seçkileri gün yüzüne çıkartma fikri başta Zeynep Bilgehan olmak üzere hepimize heyecan verdi. Serginin küratörlüğünü İnönü Kütüphanesini arşivleyen ve düzenleyen İsmet Baydur, tasarımını Ayşenaz Toker yaptı.

Bu sergi, İnönü’nün Almanca, İngilizce ve Fransızca eserleri, özgün baskılarından okumayı sevdiğini de ortaya koyuyor. O dönemde -imkanlar dahilinde- dil öğrenmek şüphesiz çok kolay da değil. Hangi dile ne zaman merak saldığını biliyor muyuz, hangi dili ne zaman öğrendi?

İnönü yabancı dil öğrenmeye çok meraklı, ilk dersleri 1895 yılında bitirdiği Sivas Askeri Ortaokulu’nda alıyor, diplomasında o yıllarda okuduğu Farsça, Arapça, Fransızca dersleri yer alıyor. O yıllara ait, Osmanlıca- Fransızca ders kitabını, üzerinde kendi aldığı notlarla bulunca, gözlerimize inanamadık. Aynı şekilde daha sonraki yıllarda öğrendiği İngilizce defterini de bulduk. Genç İsmet Bey hatıralarında Abdülhamid döneminde yasaklı olan kitapları nasıl bulup okuduklarını anlatıyor, Almanca ve Fransızca edebiyat eserleri…

Bu özelliğinin dönemin genç Türkiye’sinin dünyayla bağlantı kurmasında nasıl katkıları oldu sizce?

İnönü’nün özellikle İkinci Dünya Savaşı ve sonrası dönemde, 1942 ile 1950 yılları arasında yurt dışında yüksek lisans eğitimi gören oğulları Ömer ve Erdal’a yazdığı mektuplarda okuduğu ve ilgilendiği kitaplardan çok bahsettiğini biliyoruz. Serginin ana fikri, bu kitapların öne çıkarılması oldu. Özellikle inanılmaz bir denge politikası ile ülkesini 70 milyon insanın öldüğü İkinci Dünya Savaşının dışında tutabilen İnönü’nün birbirleriyle savaşan ülkelerin dillerinden eserler okuması hayret verici bir şekilde anlamlıdır. Aynı şekilde okuduğu kitaplar, kimyadan biyolojiye, siyaset biliminden astronomiye, satrançtan adli tıbba, tarımdan çocuk haklarına kadar her alanı kapsıyor. Kuşkusuz yeni bir devlet kurulurken bu bilgilerin yararı olmuştur.

Hemingway kitabını nasıl yolladı?

Kimlerden imzalı kitapları var?

Sergilediğimiz kitaplar arasında Halide Edip, Reşat Nuri, Ahmet Hamdi Akseki’nin ilk basım imzalı eserleri, ayrıca Anadolu’dan Filistin’e… Türklerle Omuz Omuza adlı eserin yazarı Alman komutan Hans Guhr gibi kitabını İsmet Paşa’ya ithaf edenler var. Bunlardan birisi de Nobel Ödüllü edebiyatçı Ernest Hemingway …

Hemingway’ın İnönü’ye yolladığı imzalı kitabın ilginç bir öyküsü var… Acaba okurlarımız için anlatabilir misiniz?

Hemingway, İsmet Paşa’yı savaş muhabiri iken Mudanya ve daha sonra Lozan’da izlemiş. Yıllar sonra kendisi de ünlü bir yazar olunca, bir uluslararası gemi seyahatinde genç bir akademisyene rastlıyor, Turhan Feyzioğlu, onun Türk olduğunu öğrenince İnönü’ye ulaştırması için yanında bulunan (Güneş de Doğar) kitabını ” Başkan İnönü için, her zaman en iyi dileklerimle…” diye 6 Eylül 1956’da imzalıyor. Feyzioğlu, Erdal İnönü vasıtasıyla emaneti sahibine iletiyor ve bu vesile ile İsmet İnönü ile tanışmış oluyor.

Sergiye hangi örnekleri taşıyacağınıza karar vermek zorlu bir süreç miydi?

Sergiye hangi örnekleri taşıyacağımıza karar vermek zorlu bir süreçti, çünkü kütüphane raflarından çektiğimiz her kitap bizi şaşkınlıktan hayrete düşürüyordu. Sonunda kısıtlı sergi mekanına sığacak olanları aldık ama İnönü Vakfı’nın web sayfa sına İsmet İnönü Kütüphanesi Kitap Kataloğu ekledik (ismetinonu.org.tr) .

“Kitaplar öksüz kaldı”

Sergide ailenize dair şahsi eşyalar da var, annenizin oyuncakları gibi… Kütüphanesinde zaman geçirir miydiniz? Size tavsiye ettiği kitaplar var mıydı?

Biz, Özden- Metin Toker ve çocukları, kardeşlerim Nurperi, Güçlü ile ben Pembe Köşk’te Mevhibe- İsmet İnönü ile birlikte yaşadık. Hepimizin hayatında Kütüphane’nin yeri vardır, okumak gündelik yaşantımızın bir parçasıydı ve herkesin elinde bir kitap vardı. Eve her geldiğinde kütüphanedeki kitapları mutlaka ziyaret eden ise Erdal İnönü idi. Onun ölümünden sonra annem “kitaplar öksüz kaldı” diye çok üzülmüştü.

Sizin bu kütüphanedeki favori eserleriniz neler?

Ben lise ve üniversite eğitimimi Paris Siyasal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası Bölümü’nde Fransızca yaptığımdan, kütüphanedeki bu dildeki kitaplardan yararlandım. Ortaokuldan sonra bir yıl dil eğitimi için gittiğim Paris’taki yatılı okula Dedepaşam – İsmet İnönü- mektuplar yazardı, derslerime katkısı olsun diye bir iki Fransızca ve İngilizce cümle eklerdi. 1971 yıl sonu tatilinde kısa bir seyahat için Paris’e geldiğinde de dede-torun ilk gittiğimiz yer bir kitapçı olmuştu!