CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, Konak Belediyesi ve Genç Kuşak Köy Enstitüleri Derneği tarafından 29 Ekim etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen bir panele katıldı.Sözlerine salonda bulunan ve çoğu köy enstitülerinden mezun olan katılımcıları selamlayarak başlayan Bilgehan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda İzmir’de bulunuyor olmanın kendisi adına önemine dikkat çekti. Ardından da öncelikle Çukurca’da gerçekleşen hain saldırıyla hayatını kaybeden Mehmetçikler ve Van’da meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımız için duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının iptali
Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinin Başbakanlık genelgesiyle iptal edildiği bir yılda böylesi bir etkinliğin anlamına dikkat çeken Bilgehan, İnönü ailesinin ikinci kuşak temsilcisi olan annesi Özden Toker’le yaptığı bir konuşmadan alıntı yaparak “Buraya gelmeden önce anneme daha önce Cumhuriyet tarihi boyunca böyle bir iptal yaşanıp yaşanmadığını sordum.Annem, daha önce böyle bir şeyle hiç karşılaşmadığını, böyle bir iptali hiç hatırlamadığını belirtti” dedi. “Bu iptaller, iktidarın mahcubiyetini göstermektedir” diyen Bilgehan, bu karardan sonra Bolu’dan yaşlı bir partilinin kendisini aradığını ve Kurtuluş Savaşı’nı kazanmak için verilen zorlu mücadele sırasında yaşadıklarını aktardığını söyledi ve ekledi “Türkiye, hala büyükannelerin ve büyükbabaların torunlarından daha ileri olduğu bir ülkedir.”
Cumhuriyet mucizesi
Bugün Ortadoğu ülkelerinde yaşanan ve “Arap Baharı” olarak adlandırılan sürece dikkat çeken Bilgehan, bu sürecin Cumhuriyet’in bir mucize olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi. “Bugün Arap dünyasında demokrasi savaşı veren ülkelerle aramızda 100 yıl var. Şimdi daha da çok , Atatürk’ü şükranla anmanın zamanıdır” diyen Bilgehan; Laz, Türk, Kürt, Boşnak olduğuna bakılmaksızın herkesin Kurtuluş Savaşı’nın bir parçası olduğunun da altını çizdi.
Bugün gelinen noktada Türkiye..
Gülsün Bilgehan, yaptığı konuşmada bugünkü hükümetin politikaları sonucu ortaya çıkmış olan Türkiye manzarası ile Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki tabloyu da karşılaştırdı ve “Cumhuriyet’in ilk 15 yılında ekonomik büyüme %6 olmuştur, demir-çelik ve milli savunma sanayi kuruldu, demiryolları ve limanlar yurdu sardı. Türkiye, bir yandan Osmanlı’nın borçlarını öderken bir yandan da kalkınmasını, dışarıdan bir kuruş borç almadan tamamladı. Refik Saydam’ın başkanlığında ülkede sağlık seferberliği başlatıldı ve sıtma, verem gibi hastalıkların kökü kazındı. Bugün ise Türkiye, dışarından aşı, ilaç, doktor ithal eder duruma geldi” diyerek Türkiye’nin dünyanın 16. büyük ekonomisi olduğunun altını çizdi ve ülkede var olan potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Yurtta Barış, Dünyada Barış
Özellikle Atatürk ve İsmet İnönü zamanında, Türkiye’nin her zaman dış politikada başı dik bir ülke olduğunu hatırlatan Ankara Milletvekili Bilgehan, “ Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesi çerçevesinde “komşularla sıfır sorun” politikasının yine bu dönemin ortaya çıkan politikası olduğunun altını çizdi. Bilgehan, “ En önce, kısa süre önce savaşa tutuldukları Yunanistan’la barış sağlandı, öyle ki Türkiye’yi de o tarihlerde ziyaret eden Yunan Başbakanı Venizelos, Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi. Atatürk döneminde birçok büyük devlet adamı Türkiye’yi ziyaret etti ve Atatürk Türkiye’si örneğini yakından izlediler” dedi. Bilgehan, “Lozan ve Montreux anlaşmalarıyla Türkiye’nin bağımsızlığı yolunda önemli adımların atılmasında en önemli rolü üstlenen İsmet İnönü’nün, Lozan Konferansı’ndan çıktıktan sonra söyledikleri hatırlanmalı” diyerek İsmet Paşa’nın “Uygar devletler arasına girmek için şimdi önümüzde 100 yıl var” sözünü hatırlattı.
Bugün neredeyiz?
İç politika ve dış politikaya dair alıntılarla günümüze kadar gelen Gülsün Bilgehan, bugünün Türkiye’sinin resmini çizdi:
“Bugün Türkiye’de hala 4,5 milyon insan okuma-yazma bilmiyor, bunların 3.7 milyonu kadın ve bu tabloya baktığımızda Cumhuriyetin ilk yıllarına duyulan özlem ve imrenme devam ediyor ama öte taraftan İnönü dönemi acımasızca eleştiriliyor” dedi.
Türkiye’de, son yıllarda yaşanan geriye doğru gidişten en çok etkilenen kesimin “kadınlar” olduğunu hatırlatan Bilgehan, “1934’te seçme ve seçilme hakkını elde eden Türk kadınları, 1935 tarihi itibariyle TBMM’de temsil edilmeye başlamıştı ve o dönemde dünyada kadın temsili noktasında ikinci sıradaydık. Bugün ise kadınların parlamentoda temsili noktasında 134 ülke arasında 126.cı sıradayız. Çalışma hayatında kadınlar giderek yok oluyorlar. HSYK’da daha önce %33 olan kadın üye oranı son seçimler sonrası %3’e düşürüldü” diyerek en büyük eleştiriyi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelterek “ Türkiye’de kadının durumu ortadayken Başbakan’ın verdiği tek öğüt“ Çok çocuk yapın” olmaktadır ve bu anlayış, bugünün iktidarının kadınları birey olarak görmediğini ortaya koymaktadır” dedi.
Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği’ne ve İzmirlilere sesleniş: “Geriye bir tek CHP kaldı”
Sözlerinin sonunda, salondaki köy enstitüsü mezunları başta olmak üzere İzmirlilere mesaj veren Bilgehan,” Türkiye’nin her yerinde, Cumhuriyete ve kurucu ilkelere inanan sizin gibi insanlar yaşamaya devam ediyor. Hedefimiz, o insanları cesaretlendirmek olmalı. Ben bir CHP’li olarak söylüyorum. Dedem İsmet İnönü, 1950 yılında seçimleri kaybettiğinde “ Bu, benim zaferimdir” demişti. 88 yıl, çok kısa bir zaman, bir insan ömrüyle eş. Bu nedenle, yapılacak çok işimizin ve gidilecek çok yolumuzun olduğunu unutmamalıyız” dedi ve “ Bugünkü siyasi ortama baktığınızda, siyasi ortamın insanları kutuplaştırdığını, böldüğünü görmekteyiz. Bu nedenle, sizin çocuklarınızın, torunlarınızın iyi yetişmesi gerekiyor. Onları, sizlerin iyi yetiştirmesi gerekiyor. Torunlarınızı, çocuklarınızı kendiniz gibi aydınlık yetiştirebilmelisiniz. Onların genlerinde Atatürk’ler, İsmet İnönü’ler var” dedi.
Bir CHP’li olarak salondaki katılımcılara seslendiğini hatırlatan Bilgehan, “ Geriye ne kaldı? diye soranlara “Geriye bir tek CHP kaldı” dedi.
A.Gülsün Bilgehan 29.10.2011-İzmir