Marmara Grubu Vakfı’nın ev sahipliği yaptığı 15. Avrasya Ekonomi Zirvesi İstanbul’da toplandı. Zirvenin en önemli başlıklarından biri de “Kalkınma, Kadın ve Gelecek”. Bu başlık kapsamında 11 Nisan 2012 tarihinde düzenlenen oturumun başlığı “Yönetim, Kadın ve Gelecek-2012” ydi. CHP Ankara Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türk Grubu üyesi Gülsün Bilgehan da bu oturumun konuşmacılarından biriydi.

Bilgehan: “Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimleri kadınları temel aldı.”

Panel kapsamında konuşan CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan,“ Toplumda kadın-erkek eşitliği konusunda ilerlemeyi sağlayacak olan yasaları kabul ediyoruz ancak uygulamada Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranların hayal ettiği noktada değiliz. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar kadın-erkek eşitliğine inanmış ve benimsemişlerdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimleri kadınları temel aldı” dedi. “Kadın-erkek eşitliği”nin bir medeniyet projesi olduğuna vurgu yapan Bilgehan, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının en önemli sebeplerinden birinin imparatorluk yapısı içerisindeki cesur ve güçlü kadınların yönetimde ve toplumsal yaşamda etkin ve aktif olmamalarından kaynaklandığının unutulmaması gerektiğini de belirtti.

Bilgehan, konuşmasında devlet yapısının temeline de vurgu yaparak, “ Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı yıllarda yapılan en önemli devrim yasası, laik devlet anlayışının benimsendiği, zorunlu eğitimin 5 yıl olarak belirlendiği ve karma eğitimin esas olduğu “Tevhid-i Tedrisat Kanunu’ydu” diyerek yakın zamanda değişen ilköğretim ve eğitim kanununa dair eleştirilerini de ortaya koymuş oldu.

Bilgehan: “Yasaları yapmak çok önemli ama esas olan uygulama”

Gülsün Bilgehan, konuşmasının sonunda, bir toplumda kadın-erkek eşitliğinin sağlanabilmesi için uluslararası sözleşmelerin imzalanıp uygulanmasının öneminin altını çizerek, “Dünyada kadın-erkek eşitliğinin en ileri noktalara geldiği ülkeler, uluslararası sözleşmeleri imzalayarak başarılı bir şekilde uygulamış ülkelerdir. Türkiye, Avrupa Konseyi Kadınlara Karşı ve Ev İçi Şidderin Önlenmesine Dair Sözleşmesi’ne ilk imza atan ve daha sonra da parlamentosunda ilk kabul eden ülkedir ama önemli olan bu sözleşmeyi uygulamaktır ve bu noktada da iktidara ciddi görevler düşmektedir.” dedi.